POLİTİK
ÖRGÜTLENME - 4
POLİTİK
ÖRGÜTLENME, TOPLUMSAL DENETİM VE YAPTIRIM
Farklılıklarına
ve davranış çeşitliliklerine rağmen insanların topluma uyum gösterdikleri,
bazen kişisel çıkarlarına ters düşmesine rağmen kurallara uydukları
görülmektedir.
Bu uyumun büyük ölçüde toplumsal denetim
ile sağlandığını söyleyebiliriz.
Ödül ve cezalardan oluşan bir çerçeve
olarak toplumsal denetim, davranışları yönlendiren kurallar ve yaptırımlar
yoluyla anlaşmazlık ve çatışmaları hafifletir, düzeni sağlar ve değişen
koşullarda yeniden üretir.
İster yasal bir nitelikte olsun isterse
sadece toplumsal duyarlılığın ve beklentinin bir parçası olsun toplumsal
denetim ve bu denetime ilişkin kurallar,bütün toplumlarda toplumsal yaşamı
yönetir.
Merkezileşmemiş politik
örgütlenmelerde insanların genellikle kendilerinden beklenildiği gibi
davrandıkları ve bir politik otoritenin zorlayıcı müdahâlesine gerek kalmadığı
gözlenmektedir.
Örneğin, Papua Yeni Gine’de Wape
halkı, atalarının ruhlarının onlara ya da onların soyundan gelenlere karşı hata
yapanları çeşitli şekillerde cezalandırıldığına inanmaktadır.
Merkezileşmiş politik örgütlenmelerde ise
toplumsal denetim yetkililerin eliyle ve belirli resmî ya da gayriresmî
kurallar çerçevesinde sağlanır.
Merkezileşmiş
politik sistemlerde toplumsal denetimin aracı baskı ve yaptırımdır.
İçsel/kültürel
denetim: Kültürlenme süreci ve bu süreçte derin bir şekilde içselleştirilen
inanç ve değerler aracılığıyla ortaya çıkan denetim biçimidir.
Dışsal/toplumsal denetim: açık baskı
uygulayan araçlar yoluyla yapılan denetime dışsal toplumsal denetim(hırsıza
hapis cezası gibi)
&-Olumlu yaptırımlar; ödül, unvan veya
kişinin çevresi tarafından kabul edilmesi, onaylanması gibi toplumsal uyuma
yönelik teşvikleri kapsar.
&-Olumsuz
yaptırımlar, hapis ya da para cezası, toplumdan dışlanma ve benzeri denetim
araçlarını içerir.
Toplumsal baskı ya da yaptırım, uzak tutma
ve dışlama ya da suçluları dikkate almama ve dışarıda bırakma biçiminde de
olabilir.
Toplumsal
Denetim, Hukuk Ve Yasa: Hukukun temel işlevlerinden birisi de söz konusu
anlaşmazlıkların çözümü ya da şiddetinin azaltılmasıdır.
Politik ve toplumsal örgütlenme
biçimlerine göre değişiklik arz eden çözüm mekanizmaları bulunmakla birlikte
genelde anlaşmazlıkların çözümünün müzakere ve arabuluculuk olmak üzere iki
yolla olduğu söylenebilir.
Müzakere:üçüncü bir kişi olmadan,
anlaşmazlığın tarafları arasında tartışma veya pazarlık sonucunda ulaşılacak
uzlaşma yoluyla gönüllü ve karşılıklı bir anlaşmaya varmaktır.
Arabuluculuk:tarafların itibar ettiği
tarafsız üçüncü bir kişi aracılığıyla anlaşmadır.
Yasanın temel işlevleri;
· Toplumun
üyeleri arasındaki ilişkileri, uygun davranışları tanımlamak ve bireylerin
diğer üyelere karşı hak ve sorumluluklarını bilmelerini sağlamak,
· İhlal
ve sapma durumlarında gereken yaptırımları ve onları uygulayacak yetkilileri
belirlemek, yaptırımların uygulanmasında baskı kullanmalarını sağlamak.
POLİTİK
ÖRGÜTLENME, DIŞ İLİŞKİLER VE SAVAŞ
Toplumlar
arası ilişkiler her zaman barışçıl yollarla düzenlenemez.
Kimi anlaşmazlıkların söz konusu yollarla
çözümü zordur.
Bu durumda
tıpkı toplumsal düzeni kurma ve sürdürmede olduğu gibi güce, zorlamaya hatta
şiddete dayalı araçlar devreye girebilir.
Savaş bu araçlardan birisidir.
Herhangi bir
toplum içinde ortaya çıkan iç savaşlar olabileceği gibi toplumlar ya da
uluslararası savaşlar da çıkabilir.
1990’lı yıllarda Sudan’da yaşanan iç
savaşta birçok insan hayatını kaybetmiştir.
Yirminci yüzyılda yaşanan uluslararası ve
küresel ölçekli iki büyük savaş birçok toplumda derin yaralar açmıştır.
Politik örgütlenmenin merkezileşmesi ve bu
paralelde meydana gelen gelişmeler savaş için daha fazla neden oluşturmaya
başlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder