2 Aralık 2022 Cuma

 POLİTİK ÖRGÜTLENME - 3

 

POLİTİK SİSTEMLER

Merkezileşmemiş Politik Sistemler: Merkezileşmemiş politik örgütlenmelerin hakim olduğu toplumlar evlilik, akrabalık yaş ve ortak çıkar gruplarına dayalıdırlar.

  Nüfus yoğunluğu düşük ve oldukça homojendir.

 Göçebe, avcı-yiyecek toplayıcı toplumların genel örgütlenme biçimi olarak göze çarpan bu tür politik yapılar eşitlikçidir.

 Bireysel statüler arasında farklılıklar olsa da sınıfsal tabakalaşma yok denecek kadar azdır.

 Güç dağınık, geçici ve paylaşılır niteliktedir.

 Zümre (Takım):50-100 kişiden oluşan akrabalık temelli, karmaşıklık derecesi düşük, gevşek biçimde örgütlenmiş, ortak kimlik duygusunu paylaşan küçük gruplardır.

 Küçük oldukları için resmî merkezi bir siyasal sisteme ihtiyaç yoktur.

 Yaş ve cinsiyete dayalı bir iş bölümü olsa da uzmanlaşma yok denecek düzeydedir.

 Kalahari çölünde yaşayan Kunglar, Eskimolar bu örgütlenmelere örnek olarak verilebilir.

 Zümre, bilinen en eski politik örgüttür.

 Bir kişi yetenekleri sayesinde lider olabilir.

 Ancak liderlerin insanları kararlarına uymaya zorlayacak bir güçleri yoktur.

 Lider çoğunlukla erkektir ve liderlik süresizdir.

 Kabile:Genellikle zümreden daha fazla sayıda insanın, ortak bir dil ve kültüre sahip birkaç küçük topluluğun faaliyetlerini koordine eden örgütlenme biçimidir.

  Eşitlikçi bir yapı olsa da cinsiyete ve yaşa dayalı bir saygınlık farklılaşması olabilir.

 Ekonomi her zaman olmasa da tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

 Kabilelerin uzmanlaşmış siyasal roller ve otoriteye sahip liderleri, resmî baskı mekanizmaları yoktur.

 Merkezileşmiş Politik Sistemler:Merkezileşmiş politik sistemler, gücün veya otoritenin bir kişi ya da bir grupta toplandığı örgütlenmelerdir.

Şeflik:İki ya da daha fazla yerel gurubun tek bir yönetici, yani şefin politik liderliği etrafında örgütlendiği ve onun altındakilerin hiyerarşik bir şekilde dizildiği bölgesel bir yönetim biçimidir.

  Bireylerin hiyerarşi içindeki yeri, şefe yakınlıkla belirlenir.

 Şefe yakınlık ayrıcalığın da belirleyicisidir.

Politik kararlar, bu hiyerarşi içerisinde uygulamaya konulur.

 Birinci düzeydeki karar mevkisi şeftir.

 İkinci düzeyde ise emirleri uygulayan yöneticiler bulunur.

Batı Afrika’daki Kpeller şefliğe örnek gösterilebilir.

Şefliklerde toplumsal ilişkiler akrabalık, evlilik, soy, yaş, kuşak ve cinsiyet gibi değişkenler tarafından düzenlenir, bu özellikleriyle zümre ve kabilelere benzerler.

 Statü, otorite, saygınlık, soy ve akrabalık temellidir.

 Şef, istediği kadar mal edinebilir ve bunu çocuklarına miras olarak bırakabilir.

Şefin mal varlığı onun politik otoritesini destekler.

Devlet:Politik sistemlerin en karmaşık ve merkezileşmiş olanı devlettir.

 devlet, belirli bir alan içerisinde resmî bir hükümet tarafından örgütlenen ve güç kullanma yetkisine sahip, yönetilen çok sayıda insanı barındıran bir merkezi sistemdir.

 Tarihte ilk kez Mezopotamya da ortaya çıktığı bilinen devlet tipi politik sistemlerde tabakalaşmış bir bir yapı söz konusudur.

 Toprak ya da sermaye gibi üretim faktörlerine sahiplik bu tabakalaşmanın temel bileşenidir.

 **Devletin ortaya çıkışını, toplumsal tabakaşlamanın ve sınıflaşmanın ortaya çıkmasıyla birlikte yaşanan sınıf çatışmasına bağlayan teorik açıklamalar vardır.

 Devletin önemli bir boyutu, sınırlar içinde ve dışında düzenin sağlanması için yetkinin dağıtılmasıdır.

Polis, dış işleri, savunma vb bürokratik düzenler yoluyla devlet, yetkisini kişisel olmayan, tutarlı ve önceden kestirilebilir bir biçimde belli eder.

 Politik Sistemler ve Meşrulaştırma; Yasallık:Politik sistemin adı ne olursa olsun, güç ve otoriteyi elinde bulunduranlar, pek çok siyasal sistemin inkâr edilemez bir biçimde yaptığı gibi düpedüz terör veya şiddete başvurarak yönetmedikçe, ellerindeki gücü ve iktidarı meşrulaştırmak ve yasal kılmak; insanların güven ve onayını kazanacak yollara sahip olmak zorundadırlar.

 Güç gibi yasallık da politik sitemin destek biçimidir.

 Ancak güçten farklı olarak yasallık bir toplumun sahip olduğu değerlere dayanır.

 Kimi toplumlarda liderin gücünün yasallığı, sahip olduğu servetten kaynaklanır.

Hint toplumunda Brahmanlar, güçlerini verili statülerine ve kutsal metinlere başvurarak meşrulaştırabilirlerken parlamenter demokrasilerde, yasama meclisleri karar ve uygulamalarında seçim sonuçlarıyla şekillenmiş halk iradesine atıfta bulunurlar.

  Birçok çağdaş devlette olduğu gibi devletin meşrulaştırıcı ideolojisi dünyevi, bazı devletlerde ise dinî olabilir.

 Yasallık siyasi liderlerin yönetme, gücü elinde tutma, kullanma ve dağıtma hakkıdır.

Yasallığa dayalı güç yetkidir ve yanlızca zor kullanmaya dayalı güçten farklıdır.

 Yetkiye boyun eğme, boyun eğmenin doğru olduğu inancından kaynaklanır.

 Zora dayalı güce boyun eğmede ise korku kaynaklık eder.

Yasallığa dayalı güç simgeseldir ve gücü kabul eden ve tanıyanların olumlu beklentilerine dayalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI     Bugün birçok ülkede bilimsel çalışmalar disiplinlerarası bilimsel araştırmalar şeklinde yürütülme...