9 Ekim 2022 Pazar

 İNSANLIĞIN EVRELERİ - 1

 

İnsanoğlunun iki büyük devrim ve üç evreden geçtiği bilinmektedir.

Paleolitik: Eski taş, yontma taş ya da üretim öncesi evredir.

 Neolitik: Yeni taş, cilalı taş ya da üretim evresidir.

 Endüstri: Makine, enerji ya da yoğun üretim evresidir.

 En uzun evre ilk taş aletlerle başlayan, en az iki milyon yıl süren paleolitik dönemdir.

 Neolitik devrimi adı verilen dönemde hayvanların evcilleştirilmesi ve “tarım devrimi” olarak bilinen devrim gerçekleşmiştir.

  İnsanoğlu hayvan ve bitkileri evcilleştirerek onların biyolojik evrimine, türleşmesine, melezleşip çoğalmasına aracı olmuştur.

 Avcılıktan toplayıcılığa, hayvancılıktan tarımcılığa geçiş en büyük kültürel devrimlerden biri olmuştur.

 İnsanoğlunun değişik zaman ve ortamlarda insanın varlığını devam ettirmek için başvurduğu yöntemlere uyarlanma diyoruz.

Farklı kültürlere sahip hâlkların benzer çevresel koşullara, benzer kültürel uyarlanmalar geliştirmesi olgusuna yakınsak evrim denilir.

 Toplumun hayatını kazanmasında önemli rol oynayan kültür özelliklerine kültürel öz denmektedir.

 Kültürel öz kavramı, toplumun yiyecek üretme tekniklerini, yaşadığı çevrede var olan kaynakların bilgisini ve bu tekniklerin yerel çevreye uygulanmasıyla ilgili çalışma düzenlemelerini içine alır.

 Kültürel öz, kültürün, yiyeceğin üretimi ve dağıtımıyla ilgili boyutlarını da içerir.

 Kültürel evrim sürecinde insanlar besin gereksinimlerini çeşitli kaynaklardan sağlamışlardır.

 Doğal koşullarda kendiliğinden biten ve yetişen bitkiler ve yabani hayvanlar;Yapay olarak insanın yetiştirdiği bitkiler ve besin maddesi olarak yararlanmak üzere evcilleştirdiği hayvanlar.

 Uyarlanma stratejisi:Özel bir toplumsal grubun veya bir araya gelmiş topluluğun, dış veya iç sınırlamalar karşısında onlarla mücadele etmek veya onlara uyum sağlamak için izlediği yol  ve belirlediği tutumu ifade etmektedir.

  Avcı-Toplayıcı Toplum:Kültür tarihindeki en eski ve uzun dönemin Paleolitik dönem olduğu bilinmektedir.

 Paleolitik dönem içinde insanoğlu henüz üretimi bilmediği için toplumsal yaşam da avcılık ve toplayıcılık dönemi olarak isimlendirilir.

 İnsanlık bugünkü seviyesine gelmeden önce avlanma, balıkçılık ve vahşi bitki toplama ile geçinmişlerdir.

 Yiyecek Toplayıcı Yaşamın Özellikleri: Yiyecek toplayıcılar,tarım yapmayan ve hayvan beslemeyen kişilerdir.

 Su kaynaklarını seçerler.

 Yiyecek toplayıcılar genelde 25-100 kişiden az gruplardan oluşmaktadır.

 Mal varlıkları fazla değildir, sadece avcılık için gerekli aletlere sahiptirler.

 **Besin üretimi tekniklerinin ilkel ve yetersiz olduğu toplumlardır.

  İnsanlar günü gününe geçimlik düzeyinde yaşarlar.

 Bu toplumlar arasında görülen çeşitlilikler, daha çok fiziksel çevrenin farklılığına dayanır.

“Artık ürün” yoktur.

Karar verme ve toplumsal denetim sistemleri Gayri resmî şekilde işler.

 Besin kaynaklarını ararken ve onları temin ederken oldukça az enerji tüketirler.

 Üç temel ögenin, Yiyecek Toplama sürecinde geliştiği söylenebilir.

 Bunlardan ilki cinsiyete dayalı iş bölümüdür.

 İkinci temel özelliği, yiyeceklerin yetişkinler arasında paylaşımıdır.

  Yiyecek toplayıcı toplulukların en önemli özelliği eşitlikçi olmalarıdır.

 Üretici Toplum (Bahçeci, Yoğun Tarım ve Hayvancılar): Paleolitik çağın devamında yaklaşık 5 bin yıllık geçiş dönemi olan mezolitik kültürü, Neolitik kültür diye adlandırılan tarım kültürü takip eder.

 Antropolojinin tarih anlayışında insanlık tarihinin iki önemli dönüşüm noktasından ilki Neolitik Devrim, ikincisi ise Sanayi Devrimi’dir.

 Bu evrede hayvan ve bitkilerin bazılarını evcilleştirmeyi başarmışlardır.

Kısaca avcılık ve toplayıcılığın yerini rençberlik almaya başlamıştır.

  Bugünkü toplumsal, siyasal ve kültürel kurumların pek çoğunun temelleri atılmıştır.

 İnsanlar alet yapmaya başladıktan sonra büyük miktarda et ve bitki tüketmeye başlamışlardır.

Yerleşik hayata geçme hızlanmıştır.

 Bahçıvanlık:Bu yeni yaşam biçiminde kimi topluluklar bahçıvanlığı benimsedi.

 Yani geniş çapta sulama yapmadan ve saban kullanmadan basit el aletleriyle çalışan topluluklar olarak yaşamaya başladı.

 Bu topluluklar kendi başlarına yeterli, siyasal açıdan özerk, yaklaşık 500- 600 kişilik küçük köyler niteliğindedir.

 Toprağı ekip biçmede ilk araç insan emeği ve aletleridir.

 En yaygın teknik yak-aç tarımıdır.

Bu teknikte ağaçlar ve diplerinde büyüyen çalılar kesilerek gübre amaçlı bir kül tabakası oluşturacak biçimde yakılır.

Çiftçiler, avcı-toplayıcılardan daha fazla insan besleyebilecek ekonomik güce sahiptirler.

 Hane bahçeci toplumların temel birimidir; bir toplulukta ailelerin bütünlüğü temel olarak akrabalık bağları ve siyasal örgütlenme yoluyla sağlanır.

 YOĞUN TARIM:Arazinin ve doğal çevrenin daha fazla değişimine sebep olur.

 Yoğun tarım, sulama, gübre ve hayvanlar tarafından çekilen metal ya da tahta bir saban kullanımını gerektirir.

 Bahçıvanlardan farklı olarak, ziraatçılar artı değer üretebilir.

 Yoğun tarım yöntemleri, sulama kanalları, sekileme, nöbetleşe ekim ve hayvan cinslerinin iyileştirilmesini kapsamaktadır.

 Bu tekniklerle, ekilen tarlaların verimi artırılabilir,

daha fazla arazide ekim yapılabilir ve nadasa bırakma dönemleri azaltılabilir ya da kaldırılabilir.

 Yoğun tarım, çevreyi yeniden şekillendirir.

 **Tarıma geçişle birlikle ilk kentlerin ortaya çıkışı olarak Mezopotamya ve Mısır gibi yöreler gösterilebilir.

 Yiyecek üreticiler, ürün yetiştirme tekniklerini ya kuru iklime sahip yaylalara ya da tropik iklime göre ayarlamaktadırlar.

 Hayvancılık:Göçebeler iki ana göç örüntüsü izlerler: Bunlardan biri, hayvanların besin ihtiyacı için oldukça geniş bir alandaki düzenli hareketlerle biçimlenen yatay göç; diğeri ise, alçak ve yüksek alanlar arasındaki mevsimsel hareketlilik olan yaylacılıktır.

 Hayvancılık toplulukları, tarımın yapılmasına uygun olmayan yerlerde gelişmiştir.

Yeterli yağmurun olmaması, iklim koşullarının ürün yetiştirmeye uygun olmaması, dağlık ve engebeli bir arazi gibi engeller, hayvancılığı teşvik etmiştir.

 Modern (Endüstri) Toplum:Endüstri devrimi, insanların organik enerji kaynakları yerine inorganic enerji kaynaklarını kullanarak üretimi tekil ve geçimlik veya düşük artık değer yaratan üretimden seri ve yüksek artık değer yaratan üretime taşıdıkları ve büyük ölçüde kapitalist üretim tarzının yarattığı üretim ilişkilerinin ürünü olan üretim aşamasıdır.

 Hayatlarını devam ettiren bireyler için artık farklı iş alanları ve bölümleri ve dolayısıyla sanat kolları ortaya çıkmıştır.

 **Endüstri devrimi 18.yüzyılda İngiltere’de başlamıştır.

 Şehirlerde artık yüzyüze ilişkiler yerine resmî ve bürokratik yapılanmalar toplumsal ilişkilerde hâkim unsur olur.

Yine toplumsal farklılaşmalar yaşa, cinsiyete ve ekonomik yapıya göre belirlenir.

Kentleşmeyle birlikte insanın kültürel açıdan değişimi de hızlanmıştır.

 Önce yazı, sonra tekerlek, yelken icat edilmiş, ticaret yoğunlaşmış ve denizaşırı seyahatler başlamış, demir ve harp aletleri de yeni sektörler olarak gelişmiştir.

 **Artık toplumsal statü ve roller belirginleşmiştir.

 Tüccarlar, din adamları, askerler, zanaatkârlar, çiftçiler ve diğer insanlar olarak toplumsal tabakalaşma yapısı kentlerde belirginleşmiştir.

 Daha önce üretime bağlı olan zaman anlayışı, hayat biçimi, dünya görüşü, uydu yayınlar, internet, görüntülü konuşma ve daha nice olanaklarla bilginin üretim ve tüketim hızı ile belirlenmeye başlamıştır.

 Modern ve sanayileşmiş toplumların temel özellikleri olarak şunlar ifade edilebilir.

 -Mekanikleşme ve uzmanlaşmış verimli birimler oluşmuştur. 

-Kullanılan ham maddeler çeşitlenmiştir.

-Enerji kaynakları ve üretimi farklılaşmıştır.

-Aletler çok daha karmaşık ve etkili olmuştur.

 **Malların üretim ve tüketiminde büyük artışlar olmuştur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI     Bugün birçok ülkede bilimsel çalışmalar disiplinlerarası bilimsel araştırmalar şeklinde yürütülme...