ANTROPOLOJİK KAPİTALİZM - 4
Pop-bilim endüstrisi
Jared Diamond endüstrisininin önlenemez yükselişi, elbette raslantı
değildi.
Birincisi, onun, tarımsal üretime geçişten günümüz emperyalist
kapitalizmine kadar tüm bir insanlık tarihini, eşitsizlik, sömürü, tahakküm,
istila ve katliamları, aşırı kaba bir coğrafi-determenizme, “coğrafi
kader”e indirgeyen tarih dışı “bilimsel kaçınılmazlık” kurgusu, sosyal darwinizmin
jeo-evrimci bir versiyonundan ibaretti.
Kapitalist üretim ve egemenlik ilişkilerinin doğallaştırılması, kaçınılmaz
ve değiştirilemez doğa yasası olarak sunulması, burjuva sosyal bilim
anlayışının her zaman ki alamet-i farikasıdır.
İkincisi, bu demirden biyo-coğrafi evrimci kaçınılmazlık kurgusu, 1990'lı
yıllardan itibaren, “Yeni Dünya Düzeni”, “Küreselleşme”, “Özelleştirme”,
“Teknoloji”, “Neoliberalizm” gibi adlar altında sunulan emperyalist
kapitalist stratejilerin kaçınılmaz, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif
bile edilemez TİNA'cılığı (There İs No Alternative: Başka Seçenek Yok!”) ile
örtüşüyor ve “sosyal bilim” yamacılığını üstleniyordu.
Üçüncüsü, bir sosyal bilim şarlatanlığı çerçevesinde dünya çapında
böylesine bir tekelci oligarşik kapitalist endüstri ve piyasanın
yaratılması, önceki tüm örnekleri de gölgede bırakıyordu.
Dördüncüsü, Jared Diamond, etno-tarih ve antropolojinin neoliberalize
edilmesinin ve neoliberal sermaye birikim ve egemenliğine “teknik olarak
uygulanabilir” hale getirilmesinin köşe taşlarından biridir.
O günümüzde dünya çapında ve Türkiye'de, sol dahil, halen etkisini sürdüren
“antropolojik neoliberalizm” modasının başlıca spekülatör ve
yaygınlaştırıcılarından biridir.
Beşincisi, kapitalizmin kriz ve sarsıntılarının, dönüşüm
süreçlerinin, Batılı orta sınıfların da konum kaybı ve gelecek
kaygılarının kendini yeniden hissettirmeye başlaması, teknoloji, ekoloji,
tarih, medeniyet, nereden geldik nereye gidiyoruz soruları, “antropolojik
neoliberalizm”e uygun bir piyasalaştırma ve av-sahası zemini sunuyordu.
Altıncısı, neoliberal kapitalist küreselleşme saldırganlığı, pek çok
bölge ve ülkede dışlanmış, en büyük yoksunluk ve yoksulluğa
hapsedilmiş ve görünmezleştirilmiş yerli topluluk ve halkların
mücadelelerini de yeniden canlandırıyor, yerlileri dünya çapında yeniden ilgi
konusu haline getiriyordu.
Bu da neoliberal kapitalizme, antropoloji ile harmanlayarak, kültür,
kimlik, yerel, farklılık anlatıları üzerinden yeni bir “yapısal uyarlama” alanı
açıyordu.
Kapitalizmin belli dönemlerinin “ruhunu” ve (başta orta sınıfların)
ruh halini, belli yetenek ve özellikleriyle en önce yakalayıp bunları en
iyi “sahte bilim” aranjmanlarıyla popülerleştiren entelektüel girişimciler,
(sermaye tarafından) “seçilmiş” ve “kutsanmış” zihin markaları haline gelirler.
Böylece sermaye trend ve ideaları, bilimsel, kültürel, estetik
popülizmin kült imajları yoluyla entelektüel modaya dönüşür.
Bir Fukuyama'nın, Davutoğlu'nun sözkonusu kitaplarını veya diyelim ki Dünya
Bankası gibi mali oligarşik kurumların ilgili rapor ve yönergelerini okumamış,
ve onlara tepki duyuyor olabilirsiniz.
Fakat pop-bilim (pop-sanat, vd) endüstrisinin ürettiği entelektüel
starlar ve modalar da aynı işlevi görür.
J. Diamond'ı -veya Harari'yi- okuduğunuzda, ilgi ve merak duyduğunuz konulara
yansıtılmış olarak, aynı sermaye trend veya ideasının, kurgu-bilimsel
realizasyonunu ve estetizasyonunu okumuş olduğunuzun arkında bile
olmazsınız.
Jared Diamond'un gerçek dehası buydu: Paleolitik, Neolitik,
Antik,Orta Çağ toplumlarına dair bazı gerçek olgulardan seçmece, palyatif,
bazıları düpedüz gerçekleri çarpıtan, fakat tabii ki egzotik, sansasyonal,
magazinleştirilmiş anektod-öyküler türetir.
Tarihsel-antropolojik anektodlarını varmak istediği sonuca göre seçer, düzenler,
kurgular ve bunlardan -aslında baştan içerili kıldığı- yüksek
genellemeler çıkarmış görünür.
Ardından prekapitalist toplumlar için kanıtlanmış saydığı “biyo-jeo-etno
tarih” savlarını, bir zıplayışta – yine seçmece, betimsel analojiler ve
karşılaştırmalar ile- günümüz kapitalist toplumlarına uygulamaya kalkışır.
Pop-bilim şovu, orta sınıfların ilgi, merak, kaygı, korku duyduğu sorunlara
ilişkin, bilim suyuna batırılmış muzafferane öğütler ve kehanetlerle son bulur.
CV'sine futurolojiyi de ekler.
Tüm bunları oldukça ustaca yaptığını kabul etmek gerekir.
En başta atraksiyoner öykülendirme yeteneğine diyecek yoktur.
Fizyoloji, evrimsel biyoloji, biyo-ekoloji, doğal yaşam gözlemciliği, nadir
bulunan kuşları gözlemek ve incelemek için sık gittiği Yeni Gine'deki yerli
topluluklarıyla bu vesileyle ilişkileri, dil uzmanlığı ile okur ve izleyicisini
etkiler.
Zaten tarih, antropoloji, ekonomi-politik ve bir bütün olarak sosyal
bilimler alanındaki sığlığı ve zırvalarının, doğa bilimleri alanındaki birikimi
ile harmanlayarak çiğnenmeden yutulmasını sağlayan da budur.
Kapitalist star sistemi bile, toplumsal cazibe sembolü haline
getirmek üzere pop-star imajlarının yaratılması ve pazarlanmasında bazı
asgari yetenek ve nitelikleri gözetmek durumundadır.
Örneğin bir sinema ya da müzik starının, pop-endüstrisi için tabii ki
düzgün ve çekici bir fiziğinin, etkileyici bir sesinin, belli bir sahne
performansı yeteneğinin olması gerekir.
Tüketilme sürecini, içerik ve yararlıktan çok albeniyle kolaylaştırma
ve basitleştirme, pop-kültürün bir koşuludur.
Dahası belli toplumsal rollere, inançlara, sağduyulara; kitlelerin ilgi,
merak, beklenti, endişe ve arayış trendlerine şu veya bu düzeyde hitap etmesi
gerekir. Böylelikle toplumsal ilgi ve ihtiyacın yöneldiği, ve piyasa-imaj
mühendisliğiyle çok daha yığınsal olarak yöneltildiği “üstün
yetenek” görünümü ve cazibesi, arzu imajları olarak, markalara ve starlara
dönüşür.
Markalar, starlar, pop-imajlar, soyut insan kültünün cisimleşmesi
gibidirler. İhtiyaçlar pop-imajlara bağlanırken, kült-imajlar da adeta
bilinç-dışı inanç ve hayranlık haline gelerek, ihtiyaçları dizayn ve
manipule etme gücü kazanır. İmajlara (soyut insan kültüne) bağlanan ihtiyaçlar
aslen duygulara ve inançlara; somut yararlılığa dair ihtiyaçlar ise daha ziyade
akla tekabül eder.
Meta üretimine dayalı bir toplumda, kitleler gerçekten neye ihtiyaç
duyduklarına, neyin yararlı veya yararsız olduğuna bilinçli ve ortak karar
verme olanağına sahip olmadıklarından yararsız (ve çoğunlukla tuzaklı)
cazibe, cazibesiz yararlılığın kolayca önüne geçer.
Pop-endüstrisinin bir bileşeni haline gelen pop-bilim artık
başlıbaşına bir kapitalist endüstri sektörüdür.
Kendi starlarını; Jared Diamond ve Harari gibileri üretir.
Gerçek toplum ve tarih bilimlerinin cazibesiz yararlılığı, pop-bilimin
yararsız (ve zehirli) cazibesi tarafından kenara itilir.
Pop-bilim endüstrisinde bilimsel teoriye, nitelikli inceleme araştırmaya,
çözümlemeye, açıklamaya, sorgulamaya, bilimsel-eleştirel bilgi ve çözüm
üretmeye yer yoktur.
Aşırı derecede sulandırılmış ve haplaştırılmış, teorik bir derinliği
olmayan, iç tutarlılık ve bağıntıları gözetilmeyen malumatlar ve nlatılar
vardır.
Kuşkusuz ciddi bilimsel çalışmaların basitleştirilmiş, kısaltılmış
versiyonları da popüler bilim kategorisine girer.
En kötüsü el kitapları, daha az kötüsü giriş kitaplarıdır.
Marksist teori de bunlardan az çekmemiştir.
El ve giriş kitapları, basitleştirilmiş özetler, gerçek bilimsel
çalışmaların yerine geçirilmeye kalkışıldığında, vulgarizasyon ve tahrifata yol
açabilir.
Gerçek bilimsel çalışmaları ikame etmek yerine, incelemeye
yönlendirdikleri ve özendirdikleri durumda bir işleve sahip olabilirler.
Bilimsel çalışmaların sakatlamadan yalınlaştırılmış özetlerini hazırlamak
bile, bilimin derinlemesine özümsenmesi ile mümkündür.
Pop-bilim endüstrisi ise bilimsel çalışmaların basitleştirilmiş
versiyonları olmaktan çoktan çıkmıştır.
Sosyal bilimlerin de bizzat piyasalaştırılması ve sermayeleştirilmesi
anlamına gelir.
Bilimsel meselelere ilişkin toplumsal ilgi, merak ve ihtiyaçları piyasa
talebine çevirir ve bunlara yığınsal, yüzeysel, çabuk tüketilebilir
sermaye-piyasa “çözümleri” üretir.
Önemli olan doğruluk değil etkileyiciliktir.
Tabii bunun için de pop-bilim ürünlerinde bir miktar bilim efekti, biraz
bilimsel, en azından akademik birikim konuşturmak, literatür paralamak
gerekir.
Tüm sosyal-bilimler yağmaya açılır.
Onlardan işine gelen, seçmece, kapitalizm açısından zararsız görünen
fikirler, inceleme örnekleri alınır, bunlar türeti kurgulara bilim efekti
katmakta kullanılır. Bilimsel bilgi üretimi yerine etkileyici kurgu-bilim
öyküleri anlatma yeteneğine sahip olmak gerekir.
Toplumsal-bilimsel ilgi, merak, kaygı eğilimlerine piyasa damarından
girmek, ihtiyaç duyulan soru ve sorunların “iç görüyle” ele alındığı, çok
aranan müthiş yanıtların “üstün bir yetenek” ile nihayet verildiği izleniminin
yaratılması gerekir.
Pop-bilim endüstrisi, sermaye-piyasa yönelimlerini kitlelere mal
etmek için, yalnızca popüler değil popülist olmak zorundadır.
Çekim gücü, bilim ile gündelik bilinç arasındaki mesafeyi kaldırır
görünmesindedir. Gerçekten kaldırır!
Ama gündelik bilinci bilimsel-eleştirel bilgiye doğru yükselterek değil, tam
tersine bilimi sanal ve yanıltıcı sağduyulara meze yaparak!
Biçimsel bilinç ve görüngüsel gündelik yaşam düzeyinden konuşur.
Ele aldığı meseleleri, gündelik yaşamın genel geçer sağduyuları
alanından bolca kendinden-geçerliymiş gibi görünen amiyane örnekle iç
içe geçirerek hikaye eder.
Aaa, dersiniz, ben bunları biliyorum, bunlar hiç de sandığım gibi ciddi
birikim ve çetin inceleme-araştırma gerektiren meseleler değilmiş, gündelik
sağduyuma uyuyor, doğru söylüyor!
Falcının yaşamınız ve geleceğiniz üzerine spekülasyonlarını, kendi
dilek ve kaygılarınız ile bağlantılandırıp yorumlayan gerçekte siz
olduğunuz halde, aaa nasıl bildi, diye şaşırırsınız.
Pop-bilim endüstrisi de böyle işler.
Gündelik-biçimsel bilinç, tarihsel-toplumsal gerçeklerin ve hareket
yasalarının sanal ve tersyüz dış görünüm biçimi olmaktan öteye geçmez.
Bu yüzden her türlü spekülasyonun, manipulasyonun, çarpıtmanın, göz
boyama ve mazur göstermenin temelini oluşturur.
Pop-bilim endüstrisi büyük ölçüde bunun üzerine kuruludur.
Şimdi karşınızda; ilgi, merak ve kaygı duyduğunuz, ancak sizin gibi
fanilerin “asla aklının ermeyeceği yüksek uzmanlık konusu” olduğunu
düşündüğünüz soru ve yanıtları, etkileyici bir “anlatı performansı”
ve “yüce sağduyu basitliği” ile bir kurgu-bilim senaryosu içine
yerleştirerek (tabii yoğun medya-imaj-reklam kampanyaları eşliğinde) size
pazarlayan, pop-bilim starı vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder