1 Aralık 2022 Perşembe

  ANTROPOLOJİK KAPİTALİZM - 4

 

Pop-bilim endüstrisi

 Jared Diamond endüstrisininin önlenemez yükselişi, elbette raslantı değildi.

 Birincisi, onun, tarımsal üretime geçişten günümüz emperyalist kapitalizmine kadar tüm bir insanlık tarihini, eşitsizlik, sömürü, tahakküm, istila ve katliamları, aşırı kaba bir coğrafi-determenizme, “coğrafi kader”e indirgeyen tarih dışı “bilimsel kaçınılmazlık” kurgusu, sosyal darwinizmin jeo-evrimci bir versiyonundan ibaretti.

Kapitalist üretim ve egemenlik ilişkilerinin doğallaştırılması, kaçınılmaz ve değiştirilemez doğa yasası olarak sunulması, burjuva sosyal bilim anlayışının her zaman ki alamet-i farikasıdır.

İkincisi, bu demirden biyo-coğrafi evrimci kaçınılmazlık kurgusu,  1990'lı yıllardan itibaren, “Yeni Dünya Düzeni”, “Küreselleşme”, “Özelleştirme”, “Teknoloji”, “Neoliberalizm” gibi adlar altında sunulan emperyalist kapitalist stratejilerin kaçınılmaz, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez TİNA'cılığı (There İs No Alternative: Başka Seçenek Yok!”) ile örtüşüyor ve “sosyal bilim” yamacılığını üstleniyordu.

Üçüncüsü, bir sosyal bilim şarlatanlığı çerçevesinde dünya çapında böylesine bir tekelci oligarşik kapitalist endüstri ve piyasanın yaratılması, önceki tüm örnekleri de gölgede bırakıyordu.

 Dördüncüsü, Jared Diamond, etno-tarih ve antropolojinin neoliberalize edilmesinin ve neoliberal sermaye birikim ve egemenliğine “teknik olarak uygulanabilir” hale getirilmesinin köşe taşlarından biridir.

O günümüzde dünya çapında ve Türkiye'de, sol dahil, halen etkisini sürdüren “antropolojik neoliberalizm” modasının başlıca spekülatör ve yaygınlaştırıcılarından biridir.

 Beşincisi, kapitalizmin kriz ve sarsıntılarının, dönüşüm süreçlerinin, Batılı orta sınıfların da konum kaybı ve gelecek kaygılarının kendini yeniden hissettirmeye başlaması, teknoloji, ekoloji, tarih, medeniyet, nereden geldik nereye gidiyoruz soruları, “antropolojik neoliberalizm”e uygun bir piyasalaştırma ve av-sahası zemini sunuyordu.

 Altıncısı, neoliberal kapitalist küreselleşme saldırganlığı, pek çok bölge ve ülkede dışlanmış, en büyük yoksunluk ve yoksulluğa hapsedilmiş ve görünmezleştirilmiş yerli topluluk ve halkların mücadelelerini de yeniden canlandırıyor, yerlileri dünya çapında yeniden ilgi konusu haline getiriyordu.

Bu da neoliberal kapitalizme, antropoloji ile harmanlayarak, kültür, kimlik, yerel, farklılık anlatıları üzerinden yeni bir “yapısal uyarlama” alanı açıyordu.

 Kapitalizmin belli dönemlerinin “ruhunu” ve (başta orta sınıfların) ruh halini, belli yetenek ve özellikleriyle en önce yakalayıp bunları en iyi “sahte bilim” aranjmanlarıyla popülerleştiren entelektüel girişimciler, (sermaye tarafından) “seçilmiş” ve “kutsanmış” zihin markaları haline gelirler.

Böylece sermaye trend ve ideaları, bilimsel, kültürel, estetik popülizmin kült imajları yoluyla entelektüel modaya dönüşür.

Bir Fukuyama'nın, Davutoğlu'nun sözkonusu kitaplarını veya diyelim ki Dünya Bankası gibi mali oligarşik kurumların ilgili rapor ve yönergelerini okumamış, ve onlara tepki duyuyor olabilirsiniz.

Fakat pop-bilim (pop-sanat, vd) endüstrisinin ürettiği entelektüel starlar ve modalar da aynı işlevi görür.

J. Diamond'ı -veya Harari'yi- okuduğunuzda, ilgi ve merak duyduğunuz konulara yansıtılmış olarak, aynı sermaye trend veya ideasının, kurgu-bilimsel realizasyonunu ve estetizasyonunu okumuş olduğunuzun arkında bile olmazsınız.

 Jared Diamond'un gerçek dehası buydu: Paleolitik, Neolitik, Antik,Orta Çağ toplumlarına dair bazı gerçek olgulardan seçmece, palyatif, bazıları düpedüz gerçekleri çarpıtan, fakat tabii ki egzotik, sansasyonal, magazinleştirilmiş anektod-öyküler türetir.

Tarihsel-antropolojik anektodlarını varmak istediği sonuca göre seçer, düzenler, kurgular ve bunlardan -aslında baştan içerili kıldığı-  yüksek genellemeler çıkarmış görünür.

Ardından prekapitalist toplumlar için kanıtlanmış saydığı “biyo-jeo-etno tarih” savlarını, bir zıplayışta – yine seçmece, betimsel analojiler ve karşılaştırmalar ile- günümüz kapitalist toplumlarına uygulamaya kalkışır.

Pop-bilim şovu, orta sınıfların ilgi, merak, kaygı, korku duyduğu sorunlara ilişkin, bilim suyuna batırılmış muzafferane öğütler ve kehanetlerle son bulur.

CV'sine futurolojiyi de ekler.

Tüm bunları oldukça ustaca yaptığını kabul etmek gerekir.

En başta atraksiyoner öykülendirme yeteneğine diyecek yoktur.

Fizyoloji, evrimsel biyoloji, biyo-ekoloji, doğal yaşam gözlemciliği, nadir bulunan kuşları gözlemek ve incelemek için sık gittiği Yeni Gine'deki yerli topluluklarıyla bu vesileyle ilişkileri, dil uzmanlığı ile okur ve izleyicisini etkiler.

Zaten tarih, antropoloji, ekonomi-politik ve bir bütün olarak sosyal bilimler alanındaki sığlığı ve zırvalarının, doğa bilimleri alanındaki birikimi ile harmanlayarak çiğnenmeden yutulmasını sağlayan da budur.

 Kapitalist star sistemi bile, toplumsal cazibe sembolü haline getirmek üzere pop-star imajlarının yaratılması ve pazarlanmasında bazı asgari yetenek ve nitelikleri gözetmek durumundadır.

Örneğin bir sinema ya da müzik starının, pop-endüstrisi için tabii ki düzgün ve çekici bir fiziğinin, etkileyici bir sesinin, belli bir sahne performansı yeteneğinin olması gerekir.

 Tüketilme sürecini, içerik ve yararlıktan çok albeniyle kolaylaştırma ve basitleştirme, pop-kültürün bir koşuludur.

Dahası belli toplumsal rollere, inançlara, sağduyulara; kitlelerin ilgi, merak, beklenti, endişe ve arayış trendlerine şu veya bu düzeyde hitap etmesi gerekir. Böylelikle toplumsal ilgi ve ihtiyacın yöneldiği, ve piyasa-imaj mühendisliğiyle  çok daha yığınsal olarak yöneltildiği “üstün yetenek” görünümü ve cazibesi, arzu imajları olarak, markalara ve starlara dönüşür.

Markalar, starlar, pop-imajlar, soyut insan kültünün cisimleşmesi gibidirler. İhtiyaçlar pop-imajlara bağlanırken, kült-imajlar da adeta bilinç-dışı inanç ve hayranlık haline gelerek, ihtiyaçları dizayn ve manipule etme gücü kazanır. İmajlara (soyut insan kültüne) bağlanan ihtiyaçlar aslen duygulara ve inançlara; somut yararlılığa dair ihtiyaçlar ise daha ziyade akla tekabül eder.

Meta üretimine dayalı bir toplumda, kitleler gerçekten neye ihtiyaç duyduklarına, neyin yararlı veya yararsız olduğuna bilinçli ve ortak karar verme olanağına sahip olmadıklarından yararsız (ve çoğunlukla tuzaklı) cazibe, cazibesiz yararlılığın kolayca önüne geçer.

 Pop-endüstrisinin bir bileşeni haline gelen pop-bilim artık başlıbaşına bir kapitalist endüstri sektörüdür.

Kendi starlarını; Jared Diamond ve Harari gibileri üretir.

Gerçek toplum ve tarih bilimlerinin cazibesiz yararlılığı, pop-bilimin yararsız (ve zehirli) cazibesi tarafından kenara itilir.

Pop-bilim endüstrisinde bilimsel teoriye, nitelikli inceleme araştırmaya, çözümlemeye, açıklamaya, sorgulamaya, bilimsel-eleştirel bilgi ve çözüm üretmeye yer yoktur.

Aşırı derecede sulandırılmış ve haplaştırılmış, teorik bir derinliği olmayan, iç tutarlılık ve bağıntıları gözetilmeyen malumatlar ve nlatılar vardır.

Kuşkusuz ciddi bilimsel çalışmaların basitleştirilmiş, kısaltılmış versiyonları da popüler bilim kategorisine girer.

En kötüsü el kitapları, daha az kötüsü giriş kitaplarıdır.

Marksist teori de bunlardan az çekmemiştir.

El ve giriş kitapları, basitleştirilmiş özetler, gerçek bilimsel çalışmaların yerine geçirilmeye kalkışıldığında, vulgarizasyon ve tahrifata yol açabilir.

Gerçek bilimsel çalışmaları ikame etmek yerine, incelemeye yönlendirdikleri ve özendirdikleri durumda bir işleve sahip olabilirler.

Bilimsel çalışmaların sakatlamadan yalınlaştırılmış özetlerini hazırlamak bile, bilimin derinlemesine özümsenmesi ile mümkündür.

Pop-bilim endüstrisi ise bilimsel çalışmaların basitleştirilmiş versiyonları olmaktan çoktan çıkmıştır.

Sosyal bilimlerin de bizzat piyasalaştırılması ve sermayeleştirilmesi anlamına gelir.

Bilimsel meselelere ilişkin toplumsal ilgi, merak ve ihtiyaçları piyasa talebine çevirir ve bunlara yığınsal, yüzeysel, çabuk tüketilebilir sermaye-piyasa “çözümleri” üretir.

Önemli olan doğruluk değil etkileyiciliktir.

Tabii bunun için de pop-bilim ürünlerinde bir miktar bilim efekti, biraz bilimsel, en azından akademik birikim konuşturmak, literatür paralamak gerekir.

Tüm sosyal-bilimler yağmaya açılır.

Onlardan işine gelen, seçmece, kapitalizm açısından zararsız görünen fikirler, inceleme örnekleri alınır, bunlar türeti kurgulara bilim efekti katmakta kullanılır. Bilimsel bilgi üretimi yerine etkileyici kurgu-bilim öyküleri anlatma yeteneğine sahip olmak gerekir.

Toplumsal-bilimsel ilgi, merak, kaygı eğilimlerine piyasa damarından girmek, ihtiyaç duyulan soru ve sorunların “iç görüyle” ele alındığı, çok aranan müthiş yanıtların “üstün bir yetenek” ile nihayet verildiği izleniminin yaratılması gerekir.

 Pop-bilim endüstrisi, sermaye-piyasa yönelimlerini kitlelere mal etmek için, yalnızca popüler değil popülist olmak zorundadır.

Çekim gücü, bilim ile gündelik bilinç arasındaki mesafeyi kaldırır görünmesindedir. Gerçekten kaldırır!

Ama gündelik bilinci bilimsel-eleştirel bilgiye doğru yükselterek değil, tam tersine bilimi sanal ve yanıltıcı sağduyulara meze yaparak!

Biçimsel bilinç ve görüngüsel gündelik yaşam düzeyinden konuşur.

Ele aldığı meseleleri, gündelik yaşamın genel geçer sağduyuları alanından bolca kendinden-geçerliymiş gibi görünen amiyane örnekle iç içe geçirerek hikaye eder.

Aaa, dersiniz, ben bunları biliyorum, bunlar hiç de sandığım gibi ciddi birikim ve çetin inceleme-araştırma gerektiren meseleler değilmiş, gündelik sağduyuma uyuyor, doğru söylüyor!

Falcının yaşamınız ve geleceğiniz üzerine spekülasyonlarını, kendi dilek ve kaygılarınız ile bağlantılandırıp yorumlayan gerçekte siz olduğunuz halde, aaa nasıl bildi, diye şaşırırsınız.

 Pop-bilim endüstrisi de böyle işler.

Gündelik-biçimsel bilinç, tarihsel-toplumsal gerçeklerin ve hareket yasalarının sanal ve tersyüz dış görünüm biçimi olmaktan öteye geçmez.

Bu yüzden her türlü spekülasyonun, manipulasyonun, çarpıtmanın, göz boyama ve mazur göstermenin temelini oluşturur.

Pop-bilim endüstrisi büyük ölçüde bunun üzerine kuruludur.

Şimdi karşınızda; ilgi, merak ve kaygı duyduğunuz, ancak sizin gibi fanilerin “asla aklının ermeyeceği yüksek uzmanlık konusu” olduğunu düşündüğünüz  soru ve yanıtları, etkileyici bir “anlatı performansı” ve “yüce sağduyu basitliği” ile bir kurgu-bilim senaryosu içine yerleştirerek (tabii yoğun medya-imaj-reklam kampanyaları eşliğinde) size pazarlayan, pop-bilim starı vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI     Bugün birçok ülkede bilimsel çalışmalar disiplinlerarası bilimsel araştırmalar şeklinde yürütülme...