UYGULAMALI ANTROPOLOJİ - 3
Uygulamalı Antropolojinin Etiği:
Antropologların; katılımcılarına, bilim dallarına, antropolojiden ve
antropoloji dışındaki alanlardan meslektaşlarına, hükümetlerine, çalışma
yaptıkları toplumların hükümetlerine ve kendi çalışmalarına mali destek veren
kuruluşlara karşı sorumlulukları bulunmaktadır.
Antropologların her birinin kendi etik davranışları konusunda kendi
mesleki sorumluklarını taşıdıkları açıkça kabul edilmektedir.
***Amerikan Antropoloji Birliğinin “Etik” konulu açıklaması şöyledir:
Antropologların birincil sorumluluğu bunları (etik ikilemleri) tahmin etmek ve
ne üzerinde çalışma yaptıkları kişilere ne de mümkün olduğu kadar akademik
topluluklarına hiçbir zarar vermeksizin bu ikilemleri çözüme kavuşturmaktır.
Bu koşulların yerine getirilemediği durumlarda antropologun söz
konusu araştırmayı gerçekleştirmemesi önerilmektedir.
***1919 yılında ABD’deki ilk kuşak antropologların en önde geleni olan
Franz Boas, bilimsel araştırmalar yaptıklarını söyleyerek casusluk
faaliyetlerine katılan meslektaşlarını sert bir dille eleştirmiştir.
Nation dergisinde bu konuda yazılar yazan Boas, şu yorumu
yapmaktadır:
“Bilimi politik casusluk için bir örtü şeklinde kullanan kişi
affedilemez bir şekilde ona zarar vermekte ve bilim adamı olarak
sınıflandırılma hakkından uzaklaşmaktadır.”
***Antropologun ilk sorumluluğu üzerinde çalışma yapılan insanlara
yöneliktir.
Bu insanların refahlarını ve onurlarını korumayı sağlamak üzere her
şey yapılmalıdır.
Antropologlar ayrıca araştırmalarını okuyacak insanlara karşı da
sorumludur.
Mayıs 1971’de Amerikan Antropoloji Birliği tarafından kabul edilen
“Mesleki Sorumluluk İlkeleri”ne göre araştırma sonucunda ulaşılan bulgular açık
ve güvenilir bir şekilde bildirilmelidir.
Muhtemelen en önemli etik soru şudur:
Hedeflenen değişim gerçekten incelenen popülasyonun yararına olacak
mıdır?
***1971 yılında Amerikan Antropoloji Birliği “Mesleki Sorumluluk
İlkeleri”ni kabul etmiş ve bir Etik Komitesi kurmuştur.
Ayrıca 1948’de hazırlanan rapor 1974 yılında yeniden gözden
geçirilmiştir.
Mesleki sorumluluk ilkelerine göre hedef toplum, politikaların
oluşumuna mümkün olduğu kadar büyük oranda dahil edilmelidir, bu şekilde
toplumdaki insanlar önceden programın kendilerini nasıl etkileyebileceğini
bilecektir.
Ancak ilkelerin belki de en önemli boyutu antropologların etkileri
faydalı olmayacak hiçbir planda yer almama konusunda taahhütte bulunmasını
gerekli kılmasıdır.
Eğer bir antropolog bir planın etkilerinin yararlı olmayacağını
düşünürse katılmaktan vazgeçebilir ve amaçlanan değişiklik konusunda hedef
toplumu bilgilendirebilir.
Öte yandan Uygulamalı Antropoloji Topluluğu 1975 yılında Mesleki ve
Etik Sorumluluklar Açıklamasını yayınlamıştır.
Uygulamalı Antropolojide Yeni Gelişmeler: “Teknolojik determinizm”in
aksine mikro bilgisayarlarla ilgili olarak farklı bir değişim uygulamalı
antropolojide son zamanlarda görülen gelişmelerdir. uygulamalı antropologların
sayısı artmış .
1960’ların durgun döneminin ardından antropologlar için akademik
alanlarda çalışma olasılığı son derece azalmıştır.
Buna karşın çok sayıda antropolog devlet kurumlarında, şirketlerde ve
uluslararası kuruluşlarda işe girmiştir.
Uygulama yapan antropologlara yönelik bölgesel örgütler kurulmuştur
ve hızla gelişmekte olan Ulusal Uygulamacı Antropologlar Birliği (NAPA) meydana
getirilmiştir.
***1980’li yıllarda antropologlar tarafından gerçekleştirilen
araştırmalar giderek artan şekilde Dünya Bankası, UNICEF, Dünya Sağlık Örgütü,
çeşitli kamusal ve özel sağlık kuruluşları, çok disiplinli gelişme programları
ve diğer ortamlar tarafından talep edilir hâle gelmiştir.
Uygulama dünyasında araştırmaların hızı çoğunlukla artış göstermiş,
verilere duyulan ihtiyaç artmıştır.
Hızlı Etnografik İşleyişler :1970’lerde uygulamalı sosyal bilimlerin
çeşitli farklı alanlarında hızla değerlendirme yapılmasına yönelik baskılar
ortaya çıkmıştır.
Tarım sektöründe çalışan araştırmacılar yaygın şekilde dağıtılan ve
uyarlanan belli yöntemleri ve kılavuzları geliştiren ilk kişilerdir. 1970’li
yıllarda bu kavramlara ilişkin basılı olmayan çalışmalar araştırmacılar
arasında yayılmıştır.
***Tıbbi antropolojide Büyük çaplı, çok disiplinli araştırma projeleri
geliştirilmiştir.
Bu projeler birkaç haftalık yoğun çalışmalarda sistematik ve odaklı
etnografik süreçlerin gerçekleştirilmesini gerektirmiştir.
Bu tür projelerden birinde T. Marchione Cornell Üniversitesi, Nüfus
Konseyi ve Columbia Üniversitesi, Kamu Sağlığı Fakültesinden araştırmacılar
tarafından gerçekleştirilen bebek besleme uygulamaları konusunda yapılacak
etnografik araştırmalarda kullanılacak alan el kitabı hazırlama çalışmasına
başkanlık etmiştir.
1980’lerin son bölümlerinde bir dizi uygulamalı antropolog
sağlık/beslenme araştırmasının çeşitli bölümleri için ve deniz kaynakları,
ormancılık, hayvancılık ve bahçe işleri alanlar için kılavuzların ya da el
kitaplarının yazımında yer almıştır.
Scrimshaw ve Hurtado tarafından yazılan orijinal RAP el kitabı AIDS
ve sara hastalığı gibi belli konulara uyarlanmıştır;
Gretel Pelto son zamanlarda Dünya Sağlık Örgütü için akut
solunum hastalıkları konusunda veri toplamaya ilişkin kapsamlı bir el kitabı
geliştirmiştir ve Bentley vd. ise çocukların ishal rahatsızlıkları sırasında
neler yiyeceklerini yönetmeye ilişkin bir program kapsamında hızlı etnografik
değerlendirmeye yönelik bir alan kılavuzu hazırlamıştır.
“Veriler araştırmanın sonraki evreleri için acil şekilde
gerekli olduğu için her bir alan için veri toplama ve çözümlemeye ayrılan süre
altı hafta olmuştur.”
***Hızlı değerlendirmenin çeşitli biçimleri önemli
katılımcılarla görüşmeler yapılmasını ve doğrudan gözlemler
gerçekleştirilmesini ağırlıklı şekilde vurgulamaktadır.
Önemli katılımcıların seçilmesi, sistemleştirmenin daha fazla oranda
gerçekleştirildiği bir diğer alandır.
Johnson, son zamanlarda buna ilişkin olarak Selecting Ethnographic
Informants (Etnografik Çalışmalarda Katılımcıların Seçilmesi) (1990) başlığı
altında kılavuz yayınlamıştır.
Bu kitapta ortaya çıkan verilerle yönlendirilen katılımcı seçme
yönteminin kullanıldığı tekniğin aksine kurama dayalı çerçevelerin
kullanılmasına bağlı olarak katılımcıların belirlenmesine ilişkin örnekler
sunulmaktadır.
Johnson, katılımcıların temsilî olması sağlandıktan sonra “çalışmaya
katılmaya gönüllü olma, güvenilirlik ve diğer kişisel özellikler uyarınca
taramanın yapılacağını” belirtmektedir.
“Bu noktada kişisel özellikler daha az ön yargı riski taşıyan
katılımcı seçme sürecini yönlendirebilir.”
Nitel Verilerin Anlaşılması :Nitel verilerin incelenmesine
yönelik yeni ilgi, son derece farklı bir yönden ortaya çıkmaktadır.
Önceden de belirtildiği gibi mikro bilgisayarların gelişmesi alanda
tutulan notların ve diğer karmaşık metin materyallerinin incelenmesinde
kullanılmak üzere kapsamlı yazılım programlarının hazırlanması olasılığı
üzerinde odaklanmıştır.
Günümüzde bazı araştırmacılar sistematik, kolaylıkla erişilebilir bir
şekilde alanda notların tutulması için NOTEBOOK gibi programları
kullanmaktadır. ZY-INDEX, ANYWORD, GOFER ve diğer sözcük araştırmaya dönük
programlar kapsamlı alan notlarının araştırılması ya da taranması amacıyla
kullanılmaya başlanmıştır.
Nicel ve nitel verilerin karşılıklı ilişkilendirilmesine
yönelik yeni eğilimler uyarınca Wellman, metinsel materyallerin istatistiksel
çözümlemeyle bütünleştirilmesi konusunda bir sistem betimlemiştir.
***Bazı antropologlar, nitel araştırmayı bilimsel olmayan, hatta bilime
ters terimler kullanarak tanımlasa da 1980’lerin başlıca eğilimi nitel
materyallerle ulaşılan sonuçların daha açık, daha belirgin olmasına ve tekrar
edilebilme özelliğinin arttırılmasına yönelik olmuştur.
Elektronik Çağında İletişim ve Verilerin Paylaşılması:BITNET ve diğer
ulusal ve uluslararası elektronik posta sistemlerinin belirlenmesi 1980’lerin
sonunda araştırmacılar için önemli kaynaklar hâline gelmiştir.
Günümüzde enformel toplantıların BITNET yoluyla düzenlenmesi kolaydır
ve elektronik haber panoları araştırma materyallerinin alışverişinin
yapılmasına katkıda bulunmuştur.
Douglas White tarafından başlatılan World Cultures, ilk elektronik
antropoloji dergisidir.
Bu yayın disketlerle dağıtılmaktadır ve büyük ölçüde kültürlerarası
veri dizilerini ve kültürlerarası araştırma yöntemi hakkındaki tartışmaları
içermektedir.
Araştırma Yöntemleri Alanında Lisansüstü Eğitimi: Üniversitelerdeki
antropoloji bölümlerinde araştırma yöntemleri hakkında lisansüstü eğitimi sayı
ve kalite bakımından gelişmemiştir.
Ancak günümüzde lisansüstü öğrencilerin araştırma konusunda herhangi
bir eğitim almaksızın doktora çalışmaları için alan çalışmasına gönderildiği
“güzel, eski günler” geçmişte kalmışa benzemektedir.
***Plattner, son zamanlarda tüm bölümlerin lisansüstü öğrencilerine
sunabilecekleri temel yöntem becerilerini içeren deneme mahiyetinde bir
envanter yayınlamıştır.
Plattner’in temel envanteri öğreticidir, çünkü sosyokültürel
antropolojinin tüm bölümlerine uygulanabilen temel becerilerin büyük kısmını
kapsamaktadır.
Görüşme becerileri, doğrudan gözlem, yerel dili öğrenme, verilerin
kaydedilmesi ve kodlama ile nitel araştırmanın diğer boyutları tüm etnografik
çalışmaların temelini oluşturmaktadır.
Buna ek olarak Plattner şu yorumda bulunmaktadır: “Tüm kültürel
antropologlar nicel veri toplama ve çözümlemenin unsurlarını bilmelidir.
Kültürel antropoloji alanında lisansüstü eğitim kapsamında nicel
açıdan bir hipotezin test edilmesine yönelik bir araştırma tasarımının geliştirilmesi
bulunmalıdır.”
**Tüm lisansüstü programların her tür etnografik yöntemde eğitim
vermesi gerektiğini ileri sürerek Plattner şu görüşü önermektedir:
“Etkinlik araştırma araç ve teknikleri nispeten kuramsal
çerçevelerden bağımsızdır.
Yöntemsel tekniklerle kuramsal formülasyonlar arasında olduğu düşünülen
ilişkiler büyük ölçüde “tarihsel tesadüfler”dir.
Hayat geçmişleri, yığınların sıralanması, eşleştirilen gözlemler bazı
kuramsal formülasyonların imgelerini çağrıştırabilir, ancak bunlar eşit ölçüde son
derece farklı kavramsal modellere sahip araştırmacıların amaçlarına da hizmet
edebilir.
Kuşkusuz ikincil veri kaynakları olan nüfus sayımları, gazete
açıklamaları, ticari belgeler, mahkeme davaları, hayati istatistiksel bilgiler,
kilise kayıtları için de aynı görüş ifade edilebilir.
Bunlar da birbiriyle rekabet hâlinde olan kuramsal paradigmalarda
sıklıkla kullanılmaktadır.
Buradaki ana konu şudur, antropoloji eğitiminin belli etnografik
becerilerin tümünü içermesi ve antropolojik raporlamanın geniş topluluklara
güven verecek veriler üreterek bunları incelemesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder