2 Aralık 2022 Cuma

 UYGULAMALI ANTROPOLOJİ - 3

 

Uygulamalı Antropolojinin Etiği:

Antropologların; katılımcılarına, bilim dallarına, antropolojiden ve antropoloji dışındaki alanlardan meslektaşlarına, hükümetlerine, çalışma yaptıkları toplumların hükümetlerine ve kendi çalışmalarına mali destek veren kuruluşlara karşı sorumlulukları bulunmaktadır.

 Antropologların her birinin kendi etik davranışları konusunda kendi mesleki sorumluklarını taşıdıkları açıkça kabul edilmektedir.

 ***Amerikan Antropoloji Birliğinin “Etik” konulu açıklaması şöyledir: Antropologların birincil sorumluluğu bunları (etik ikilemleri) tahmin etmek ve ne üzerinde çalışma yaptıkları kişilere ne de mümkün olduğu kadar akademik topluluklarına hiçbir zarar vermeksizin bu ikilemleri çözüme kavuşturmaktır.

 Bu koşulların yerine getirilemediği durumlarda antropologun söz konusu araştırmayı gerçekleştirmemesi önerilmektedir.

 ***1919 yılında ABD’deki ilk kuşak antropologların en önde geleni olan Franz Boas, bilimsel araştırmalar yaptıklarını söyleyerek casusluk faaliyetlerine katılan meslektaşlarını sert bir dille eleştirmiştir.

 Nation dergisinde bu konuda yazılar yazan Boas, şu yorumu yapmaktadır:

 “Bilimi politik casusluk için bir örtü şeklinde kullanan kişi affedilemez bir şekilde ona zarar vermekte ve bilim adamı olarak sınıflandırılma hakkından uzaklaşmaktadır.”

 ***Antropologun ilk sorumluluğu üzerinde çalışma yapılan insanlara yöneliktir.

 Bu insanların refahlarını ve onurlarını korumayı sağlamak üzere her şey yapılmalıdır.

 Antropologlar ayrıca araştırmalarını okuyacak insanlara karşı da sorumludur.

 Mayıs 1971’de Amerikan Antropoloji Birliği tarafından kabul edilen “Mesleki Sorumluluk İlkeleri”ne göre araştırma sonucunda ulaşılan bulgular açık ve güvenilir bir şekilde bildirilmelidir.

 Muhtemelen en önemli etik soru şudur:

 Hedeflenen değişim gerçekten incelenen popülasyonun yararına olacak mıdır?

 ***1971 yılında Amerikan Antropoloji Birliği “Mesleki Sorumluluk İlkeleri”ni kabul etmiş ve bir Etik Komitesi kurmuştur.

 Ayrıca 1948’de hazırlanan rapor 1974 yılında yeniden gözden geçirilmiştir.

 Mesleki sorumluluk ilkelerine göre hedef toplum, politikaların oluşumuna mümkün olduğu kadar büyük oranda dahil edilmelidir, bu şekilde toplumdaki insanlar önceden programın kendilerini nasıl etkileyebileceğini bilecektir.

 Ancak ilkelerin belki de en önemli boyutu antropologların etkileri faydalı olmayacak hiçbir planda yer almama konusunda taahhütte bulunmasını gerekli kılmasıdır.

 Eğer bir antropolog bir planın etkilerinin yararlı olmayacağını düşünürse katılmaktan vazgeçebilir ve amaçlanan değişiklik konusunda hedef toplumu bilgilendirebilir.

 Öte yandan Uygulamalı Antropoloji Topluluğu 1975 yılında Mesleki ve Etik Sorumluluklar Açıklamasını yayınlamıştır.

 Uygulamalı Antropolojide Yeni Gelişmeler: “Teknolojik determinizm”in aksine mikro bilgisayarlarla ilgili olarak farklı bir değişim uygulamalı antropolojide son zamanlarda görülen gelişmelerdir. uygulamalı antropologların sayısı artmış .

 1960’ların durgun döneminin ardından antropologlar için akademik alanlarda çalışma olasılığı son derece azalmıştır.

 Buna karşın çok sayıda antropolog devlet kurumlarında, şirketlerde ve uluslararası kuruluşlarda işe girmiştir.

 Uygulama yapan antropologlara yönelik bölgesel örgütler kurulmuştur ve hızla gelişmekte olan Ulusal Uygulamacı Antropologlar Birliği (NAPA) meydana getirilmiştir.

  ***1980’li yıllarda antropologlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalar giderek artan şekilde Dünya Bankası, UNICEF, Dünya Sağlık Örgütü, çeşitli kamusal ve özel sağlık kuruluşları, çok disiplinli gelişme programları ve diğer ortamlar tarafından talep edilir hâle gelmiştir.

Uygulama dünyasında araştırmaların hızı çoğunlukla artış göstermiş, verilere duyulan ihtiyaç artmıştır.

Hızlı Etnografik İşleyişler :1970’lerde uygulamalı sosyal bilimlerin çeşitli farklı alanlarında hızla değerlendirme yapılmasına yönelik baskılar ortaya çıkmıştır.

Tarım sektöründe çalışan araştırmacılar yaygın şekilde dağıtılan ve uyarlanan belli yöntemleri ve kılavuzları geliştiren ilk kişilerdir. 1970’li yıllarda bu kavramlara ilişkin basılı olmayan çalışmalar araştırmacılar arasında yayılmıştır.

***Tıbbi antropolojide Büyük çaplı, çok disiplinli araştırma projeleri geliştirilmiştir.

 Bu projeler birkaç haftalık yoğun çalışmalarda sistematik ve odaklı etnografik süreçlerin gerçekleştirilmesini gerektirmiştir.

 Bu tür projelerden birinde T. Marchione Cornell Üniversitesi, Nüfus Konseyi ve Columbia Üniversitesi, Kamu Sağlığı Fakültesinden araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen bebek besleme uygulamaları konusunda yapılacak etnografik araştırmalarda kullanılacak alan el kitabı hazırlama çalışmasına başkanlık etmiştir.

 1980’lerin son bölümlerinde bir dizi uygulamalı antropolog sağlık/beslenme araştırmasının çeşitli bölümleri için ve deniz kaynakları, ormancılık, hayvancılık ve bahçe işleri alanlar için kılavuzların ya da el kitaplarının yazımında yer almıştır.

 Scrimshaw ve Hurtado tarafından yazılan orijinal RAP el kitabı AIDS ve sara hastalığı gibi belli konulara uyarlanmıştır;

  Gretel Pelto son zamanlarda Dünya Sağlık Örgütü için akut solunum hastalıkları konusunda veri toplamaya ilişkin kapsamlı bir el kitabı geliştirmiştir ve Bentley vd. ise çocukların ishal rahatsızlıkları sırasında neler yiyeceklerini yönetmeye ilişkin bir program kapsamında hızlı etnografik değerlendirmeye yönelik bir alan kılavuzu hazırlamıştır.

  “Veriler araştırmanın sonraki evreleri için acil şekilde gerekli olduğu için her bir alan için veri toplama ve çözümlemeye ayrılan süre altı hafta olmuştur.”

  ***Hızlı değerlendirmenin çeşitli biçimleri önemli katılımcılarla görüşmeler yapılmasını ve doğrudan gözlemler gerçekleştirilmesini ağırlıklı şekilde vurgulamaktadır.

 Önemli katılımcıların seçilmesi, sistemleştirmenin daha fazla oranda gerçekleştirildiği bir diğer alandır.

 Johnson, son zamanlarda buna ilişkin olarak Selecting Ethnographic Informants (Etnografik Çalışmalarda Katılımcıların Seçilmesi) (1990) başlığı altında kılavuz yayınlamıştır.

 Bu kitapta ortaya çıkan verilerle yönlendirilen katılımcı seçme yönteminin kullanıldığı tekniğin aksine kurama dayalı çerçevelerin kullanılmasına bağlı olarak katılımcıların belirlenmesine ilişkin örnekler sunulmaktadır.

 Johnson, katılımcıların temsilî olması sağlandıktan sonra “çalışmaya katılmaya gönüllü olma, güvenilirlik ve diğer kişisel özellikler uyarınca taramanın yapılacağını” belirtmektedir.

 “Bu noktada kişisel özellikler daha az ön yargı riski taşıyan katılımcı seçme sürecini yönlendirebilir.”

  Nitel Verilerin Anlaşılması :Nitel verilerin incelenmesine yönelik yeni ilgi, son derece farklı bir yönden ortaya çıkmaktadır.

 Önceden de belirtildiği gibi mikro bilgisayarların gelişmesi alanda tutulan notların ve diğer karmaşık metin materyallerinin incelenmesinde kullanılmak üzere kapsamlı yazılım programlarının hazırlanması olasılığı üzerinde odaklanmıştır.

 Günümüzde bazı araştırmacılar sistematik, kolaylıkla erişilebilir bir şekilde alanda notların tutulması için NOTEBOOK gibi programları kullanmaktadır. ZY-INDEX, ANYWORD, GOFER ve diğer sözcük araştırmaya dönük programlar kapsamlı alan notlarının araştırılması ya da taranması amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.

  Nicel ve nitel verilerin karşılıklı ilişkilendirilmesine yönelik yeni eğilimler uyarınca Wellman, metinsel materyallerin istatistiksel çözümlemeyle bütünleştirilmesi konusunda bir sistem betimlemiştir.

***Bazı antropologlar, nitel araştırmayı bilimsel olmayan, hatta bilime ters terimler kullanarak tanımlasa da 1980’lerin başlıca eğilimi nitel materyallerle ulaşılan sonuçların daha açık, daha belirgin olmasına ve tekrar edilebilme özelliğinin arttırılmasına yönelik olmuştur.

Elektronik Çağında İletişim ve Verilerin Paylaşılması:BITNET ve diğer ulusal ve uluslararası elektronik posta sistemlerinin belirlenmesi 1980’lerin sonunda araştırmacılar için önemli kaynaklar hâline gelmiştir.

 Günümüzde enformel toplantıların BITNET yoluyla düzenlenmesi kolaydır ve elektronik haber panoları araştırma materyallerinin alışverişinin yapılmasına katkıda bulunmuştur.

 Douglas White tarafından başlatılan World Cultures, ilk elektronik antropoloji dergisidir.

 Bu yayın disketlerle dağıtılmaktadır ve büyük ölçüde kültürlerarası veri dizilerini ve kültürlerarası araştırma yöntemi hakkındaki tartışmaları içermektedir.

 Araştırma Yöntemleri Alanında Lisansüstü Eğitimi: Üniversitelerdeki antropoloji bölümlerinde araştırma yöntemleri hakkında lisansüstü eğitimi sayı ve kalite bakımından gelişmemiştir.

 Ancak günümüzde lisansüstü öğrencilerin araştırma konusunda herhangi bir eğitim almaksızın doktora çalışmaları için alan çalışmasına gönderildiği “güzel, eski günler” geçmişte kalmışa benzemektedir.

***Plattner, son zamanlarda tüm bölümlerin lisansüstü öğrencilerine sunabilecekleri temel yöntem becerilerini içeren deneme mahiyetinde bir envanter yayınlamıştır.

 Plattner’in temel envanteri öğreticidir, çünkü sosyokültürel antropolojinin tüm bölümlerine uygulanabilen temel becerilerin büyük kısmını kapsamaktadır.

 Görüşme becerileri, doğrudan gözlem, yerel dili öğrenme, verilerin kaydedilmesi ve kodlama ile nitel araştırmanın diğer boyutları tüm etnografik çalışmaların temelini oluşturmaktadır.

 Buna ek olarak Plattner şu yorumda bulunmaktadır: “Tüm kültürel antropologlar nicel veri toplama ve çözümlemenin unsurlarını bilmelidir.

 Kültürel antropoloji alanında lisansüstü eğitim kapsamında nicel açıdan bir hipotezin test edilmesine yönelik bir araştırma tasarımının geliştirilmesi bulunmalıdır.”

 **Tüm lisansüstü programların her tür etnografik yöntemde eğitim vermesi gerektiğini ileri sürerek Plattner şu görüşü önermektedir:

  “Etkinlik araştırma araç ve teknikleri nispeten kuramsal çerçevelerden bağımsızdır.

Yöntemsel tekniklerle kuramsal formülasyonlar arasında olduğu düşünülen ilişkiler büyük ölçüde “tarihsel tesadüfler”dir.

 Hayat geçmişleri, yığınların sıralanması, eşleştirilen gözlemler bazı kuramsal formülasyonların imgelerini çağrıştırabilir, ancak bunlar eşit ölçüde son derece farklı kavramsal modellere sahip araştırmacıların amaçlarına da hizmet edebilir.

 Kuşkusuz ikincil veri kaynakları olan nüfus sayımları, gazete açıklamaları, ticari belgeler, mahkeme davaları, hayati istatistiksel bilgiler, kilise kayıtları için de aynı görüş ifade edilebilir.

 Bunlar da birbiriyle rekabet hâlinde olan kuramsal paradigmalarda sıklıkla kullanılmaktadır.

 Buradaki ana konu şudur, antropoloji eğitiminin belli etnografik becerilerin tümünü içermesi ve antropolojik raporlamanın geniş topluluklara güven verecek veriler üreterek bunları incelemesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI     Bugün birçok ülkede bilimsel çalışmalar disiplinlerarası bilimsel araştırmalar şeklinde yürütülme...